BALTAYI BİLEMENİN ZAMANI GELDİ

İnsan gelişen ve değişen bir varlıktır. İnsan olarak fiziksel, sosyal/duygusal, ruhsal ve zihinsel olarak sürekli kendimizi yenilememiz gerekiyor. Bu yenilenme sayesinde yaşam doyumumuz ve psikolojik sağlığımız artacaktır.

Ruhsal boyutumuzu yenilemenin yollarından biri meditasyon ve tefekkürdür. Aynı zamanda tefekkür insanın zihnini de dinlendirir. İnsan olarak hayatın meşgalesinden sıyrılıp kendimize vakit ayırdıkça aslında kendi içimizi dinlemiş oluruz. İnsan tefekkür ettikçe doğanın, yaşamın, hayatın anlamını daha iyi sorguluyor ve kendisine yanıt buluyor. Özellikle doğada bunu düşünmek çok daha faydalı hale geliyor. Kentin gürültüsünden ve uyumsuzluğundan sıyrılıp doğanın sakin akışına bırakırsak, yenilenmiş olarak dönmüş oluruz. Bir ara zihnimdeki düşüncelerden baya yorulmuş haldeydim. Bu da hem zihnimi hem de ruhumu yoruyordu. Böyle durumlarda sakin ve huzurlu bir yer seçer oraya giderdim.  Bir gün şehrin uzağında bağ evine gittim. Orada doğanın saflığı ile baş başa kaldım ve şehrin tüm gürültüsünden uzaktım. Orada doğayı tefekkür etmek bana o kadar iyi geldi ki, kendimi depolanmış gibi hissettim.

Zihinsel boyutumu da kitap okuyarak yeniliyorum. Lise hayatımda toplam iki kitap okumuştum. Koskoca 4 sene de sadece iki kitap. Üniversiteye geçtiğimde bunun eksikliğini kendimde gördüm ve harekete geçmem gerekiyordu. İlk önce beni kitaplara ısındıracak kitapları seçtim ve ayda bir iki kitap okumaya başladım. Okumanın verdiği huzuru ve hazzı tattıkça daha fazla okumak istedim ve bunu haftada bir kitaba çıkardım. Bir süre sonra kendime hedefler koyup, bu hedefleri gerçekleştirmek için günümü planladım. Şimdilik senelik 100 kitap hedefi koydum. Bunu arttırarak devam etmeyi düşünüyorum. Kitapların bana olan faydasını da günlük hayatımda dahi görüyorum. Olaylara karşı bakış açımda bile etkili oluyor. Bu yüzden zihinsel boyutumuzu yenilemenin en güzel etkinliği kitap okumak olabilir.

Bir gün lise de hocamız yazmak ile ilgili bir anısını anlatmıştı. Yazmanın insanı iyi hissettirdiğini söylemişti. O günden sonra bende kısa kısa sözler ve şiirler yazmaya başladım. Bunu alışkanlık haline getirince artık anılarımı, hikayelerimi ve şiirlerimi yazmaya başladım. Bu sayede olaylara yüzeysel değil de derinsel ve duygusal olarak yaklaşıyorum. Aynı zamanda yazmak iletişimimize ve doğru akıl yürütmemize fayda sağlıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akrep ise canını verdi ona

YÜZÜM GÜLERKEN AĞLADIM BEN